11 Kasım 2009 Çarşamba

gecenin bir yarısı neden mi uyanılır?


11 kasım annemin doğum günü..sabah onunla uzun uzun telefonda sohbet ettikten sonra ne yapıp etmeliydim de onu bu özel günün de azıcıkta olsa sevindirmeliydim..günlük telaş ancak çocuklar uyumaya başlayınca duruluyor..aksilik o ya dün gece hülyacığımın kısa kısa uyanma nöbetlerinden birinde benim de içim geçivermiş..iyi yorulmuş olacağım ki kalkamadım bir türlü ama 3- 4 saatten fazla da uyuyamıyorum genelde..muhtemelen ibrahim'in boşalan süt bardağına yenisini hazırlamak için uyanmıştım,uzunca uyumuş olacağım ki hemen daha da fazla geç kalmadan yani yeni gün başlamadan anneme mesajını yazıp,çizip ulaştırmalıydım..tabi ilhamın gelmesi için önce iştaha yol veririm her zaman :))herkesin yemek borusu var benim iştah borum..Allah'ım ne de muhteşem yaratmışsın her bir nimeti diye diye,hissede hissede yerim her zaman ben..misafirlikte çayın yanına simit peynirmi konmuş sadece of of o ne tatlı ikramdır,benim için fazla özel hazırlıklara gerek yoktur aslında..çayımın şekeri bol olsun o yeter!her neyse önce mutfakta iki tabağa bir güzel meyvelerimi doldurdum.neler mi? 2 kivi,1 + önceden yarım kalmış bir elma daha,1 mandalina,
1 portakal ve de 1 muz...hem yer hem düşünürüm..yemeye başlarken yazmaya da başlarım..
geçen sene ilk defa farklı olarak arkadaşlarıma isimlerinin baş harfleriyle dizeleri başlayan şiirler yazmıştım..ben de yer etti bu alışkanlık..çocukluğunu manilerle,dizeleri kafiyeli aynı nakaratlı şiirler,şarkılar içinde büyümüş biri olan bana ,böylesi şiirler yazmak çok eğlenceli geliyor..çocukça bir yandan bir yandan da sevdiğim kişiye söylemek istediklerimi isminde toparlamış olmak ayrı bir anlamlı geliyor bana..
annem içinde aynısını yaptım..
gülden de ananesi için kağıdın bir yüzüne rengarenk çiçekler çizdi yanına da boydan aşağı her bir renkten kalpler kesip yapıştırdı..güldenim hiç yorulmaz maşallah çevirdi arka sayfayı devam etmek istedi,bir kraliçe çizdi son kalbi ni de yanına yapıştırdı o da olacak ya annemin en sevdiği renk; mor.resmi bilgisayarımın kamerasında alelade çekip şiirime iliştirdim:
mor kalpli kraliçeye ismine münhasır bir şah-eser ortaya çıkmış oldu.
tüm gün anneme facebook tan tebrik mesajı geldi benim jestim de en sonuncusu oldu sanırım.sabah ilk işi eminim şöyle bir bakmak olur maillerine ve yine eminim gözlerine ve gönlüne dolan mutluluk yüzüne tüm gün yansıyan kocaman bir gülümseme etkisi bırakacak..
ah ne kadar ince düşünceli biriyim;aahhh keşke bir de o eski ince belli kişi olsam :(((
bir gün oturup sadece onu yazmak istiyorum,sayfalarca yazsam yine bıkmam okuyanların ise ağızları açılacak kadar imrenilecek bir hayat öyküsü duymuş olacaklarından da kuşkusuz eminim..

Bu gün ise ayrı bir heyecan var bende..çünkü gül kızım kreşinde bir etkinliğe katılacak..öyle saf kalpli öyle çekingen,utangaç biri ki ürkek bir ceylan adeta..ama büyüdükçe başkalaşıyor..biz ona ingilizce yükleme yapaduralım o bir yandan da çaktırmadan kreşte oynarken söyledikleri makedonca şarkıları söylemeye bile başlamış..bugün tüm kreşte büyük bir etkinlik, kutlama var..kreşin kuruluşunun tarihiymiş..beyaz bir papatya olacak tüm çocuklar,gülden'im de..şarkısının söylenişi şöyle:

''Nie sme si deçinia, fateni za raçinia
Veseli,nasmeani, sekogaş raspeani
Ayde sega skokni ti,napred, nazad zastani! ''

Allah'ım böyle güzel günler görmek te nasipmiş..geçen gün saçlarını iki yandan örerken öyle duygulandım ki..sanki annem ben oldum ;kızımı apayrı duygularla hissettim,annemi ise bambaşka! ..
annecim galiba artık gitgide ben en çok   sen oluyorum ...
sevgilerimle..

10 Kasım 2009 Salı

eğer beni sual eden olursa;şeker söyle,kaymak söyle,bal söyle!

sanırım insanın şu ömrü hayatında yapıp ettiği,ürettiği en güzel eser evlatları oluyor!benimde  işte şekerim,balım, kaymağım !


                                            GÜLDEN


                                          ibrahim




                                          hülyacık

9 Kasım 2009 Pazartesi

selam herkese!


     


 Henüz ilkleri yaşıyorum blogger aleminde....gözlerime dolan binbir güzellikle artmaya devam ediyor evrenim..biriktirdiklerime dönüp,eskileri rafa dizmek istemiyorum ya,o yüzden anca yavaş yavaş dökülüyor inci taneleri..ah sormayın gitsin bir de fotoğraf makinamın tamir işi var..tam da çekip,çekiştirip göstermenin zamanıydı :( neyse, elbet bir hal çaresi bulunur elbet..tatlı yiyelim tatlı konuşalım efendim..fındıklı üzümlü kekimden ısırıklardan sonra yine pek bi keyifliyim..bol dinlenceli,rahat bir haftasonundan sonra,heyecanlı bir pazartesi ertesinde yeni bir gün gelsin  bakalım ne yenilikleri de yaşatacak göreceğiz..pc 'sinin başında zaman geçirmeyi pek bi seven ben azıcık ta olsa bi yararı olur belkim diye pek bi şirin güzellikleri hemi de derken radyasyon tutucuları; bahsi geçen kaktüsçüklerinin zerafeti eşliğinde blogumu şekillendirmeye çalışıyorum..oğluşumun çiş nöbetleri,kızlarımın süt ziyafeti,terli üst baş değişimi,battaniye muharebeleri kontrolü derken hepsi muntazam ardıardına bitmek bilmiyor..sağlık olsun yeter ki..kurban olsun anneleri onlara..nasıl bir bebek ilk adımlamalarında yoğun bir ilgi alaka ister yaa ben de elinden parmak uçlarından tutulmayı beklediğimi itiraf edeyim..tanışmak dileğiyle,paylaşacak dünya kadar şey var bundan eminim..
sevgilerimle

8 Kasım 2009 Pazar

sweet november!


      Her sonbaharda bir başka güzelliğe bürünür doğa,yeşili ayrı bir güzelken,sarıya,turuncuya,kırmızıya kendini bırakmış ağaçlar adeta yeni elbiselerini heyecanla giyinmiş ,yağmurla, rüzgarla dost yeryüzünün güçlü bekçileridir bana sorarsanız..her şeye şahitlik eden onlardır aslında..herkesin ekmeğine sürecek kadar derdi varken derdini gönlünde,kafasında,mimiklerinde gizli taşıyan yola düşmüş her bir adım sahibine kol kanat gerer de güçlü kökleriyle sımsıkı yerine bağlanmış,göğe doğru uzanan kollarıyla da ne de çok şey anlatmaktadır  bize..orda öylece durmalarıyla hayatın binbir anına,olayına tanıklık etmeleri inanılmaz bir efsaneye dönüştürür onları...
    
 ağaç! yüzyıllık yaşanmışlığınla neler saklıyorsun kim bilir..kimbil(e)bilir ki senin gerçek değerini..kıymet bildiğimiz ne var ki şu hayatta,sende o olmayanlardan biri olasın..
    hele hele bazı mülteciler gelir uzanır da sana ,daha yakınına, ama yapıp ettikleriyle akıl ermez hayalperestliklerine seni de ortak koşarlar da dünya aleme duyurmak, gözlerinin içine sokmak isterler bıçak darbesiyle kesip izi kalsın diye oyduklarını..çoğu zaman iki harf ve sembolden öteye de gitmez ya bu edepsizlikleri hiç kimseler etrafta yokken kısa bir an içinde olup biter eşsiz kazı hatıraları..ilan-ı dertlerinin yegane panosu tutmakla seni ,kendilerince de değerli kılıyorlardır kim bilir!
    
Yine neyi düşünüyordum,neler yazdım..hep böyle olur daima..aklımda bin bir ayrıntı,kazanda kaynayan çorba misali fokurdarken hiiiç alakası olmayan şeyler yaparken buluveririm çoğu zaman kendimi..aslında iyi bir nefes alma metodu ..daima iyi gelir..bir süreliğine hayatın hummalı uğraşları arasından çekip kurtarır ,dinlendirir..dinlenmek için gözleri uzun uzun kapamak,yeterince dinlenemedim uykularında atmak yorgunluğu... çoğu zaman işe yaramaz öyle değil mi?..güzel şeyler düşünmek,farklı işler peşinde olmak harika bir motivasyon olur öyle bir enerjiyle geriye dönerki taze mutluluğunuzla artık sorumluluklarınıza daha bir titizlikle, heyecanla, umutla sarılırsınız..anneyseniz eğer kendinize değer vermenin,hayatta arayarak bulmaya çalışmanız gereken türlü türlü anlamlar ordusu olduğunu bilmeniz,sadece size ait çok özel bir evrene sahip olduğunuzu hissetmeniz çok önemlidir..sevgiyle dolu bakışlarınız önce içinize dönük olsun,nasıl olsa çevrenize saçılacaktır...

  haa birde unutmadan malum mevsim normalliği;yağmur yağarken şıpır şıpır, o hışır hışır ,sapsarı güzelim yaprakların üzerinden düşünceli düşünceli yürürken daha bir dikkatli adımlayın,olur da size güzelim sonbaharda güzelim bir ağacın altından tam da geçerken yeri göğü bir ediverir de anlayamadan yağmurun ıslaklığını misilleme test ederseniz!aman tabanlara pür dikkat!!bir madurun son sözleri olsun bunlar..
   sevgilerimle....